Saturday, February 28, 2009

Universe, Universitas, Üniversite, Evrenkent...

Son günlerde Taraf gazetesi yazarı Sevan Nişanyan ile Ekşi Sözlük yazarı Jimi The Kewl arasında "üniversite - universum - universitas - evrenkent" gibi kelimelerin yapısı ve Nişanyan'ın Oktay Sinanoğlu'nun "üniversite" yerine kullanılmasını önerdiği "evrenkent" kelimesine getirdiği eleştiri üzerine Türkiye basınında pek göremeyeceğimiz kadar keyifli bir tartışma yaşanıyor.

Nişanyan'ın ve Jimi The Kewl'un birbirine cevap niteliği de taşıyan yazılarına önce bir göz gezdirmek isteyenler aşağıdaki kronolojik sıraya göre dizilmiş linklerdeki yazıları sırayla okuyabilirler.

1- (Nişanyan'ın ilk yazısı)

2- (Jimi The Kewl'un kastırdığı sağlam eleştiri)

3- (Nişanyan'ın cevabı)

Yazı içinde karşılaşacağınız not numaralarının açıklamalarına da yazının en son kısmından ulaşabilirsiniz.

***

İşin aslında öyle görünüyor ki, Jimi The Kewl, Sevan Nişanyan'ın Oktay Sinanoğlu'na yönelik hafiften dalga geçer cinsten eleştirilerini ideolojik sebeplerle, Sinanoğlu'na duyduğu saygı sebebiyle veya başka bir nedenle sindirememiş ki Sevan Nişanyan'a sallamaya karar vermiş.

Zira entrysindeki öfkeli cevaplama ifadelerinden anlaşılan bu. Oktay Sinanoğlu'na söylenenden rahatsızlığını belirterek girmiş yazıya ancak bu konuyu bir yerde aniden bitirmiş ve başka bir konu üzerinden terminoloji kullanarak saldırmaya karar vermiş. Yani evrenkent kelimesinin üniversite kelimesine karşılık olamayacağı şeklindeki eleştirinin haklı oluşu karşısında Oktay Sinanoğlu'nun sitelerine gidin bakın diyerek topu taca atmış. Halbuki entrynin ilerleyen kısımlarında okuyucuların bu şekilde referans göstermeleri takip etmeyip boşlayacağına dair emin ifadeleri var(1). Dolayısıyla hiçbir açık bırakmamacasına(2) konuyu irdeleyen bu dilbilimci arkadaşın konunun asıl çıktığı noktada böylesine kaçak oynaması ve Nişanyan'ı eleştirdiği konuyu aynı düzlem içinde tutar gibi yaparak değiştirmesi Sevan Nişanyan'ın evrenkent eleştirisindeki haklılığına delalet olup, kendisinin ise bu eleştiriden duyduğu rahatsızlığa gösterdiği tepkinin Oktay Sinanoğlu'nun eleştirilmesine tahammül edemeyişinden kaynaklandığını gösterir. Bu tahammülsüzlüğün altında yatan sebep ise benim tahminim Atatürk'e ve kemalizme de haklı ve ağır eleştiriler yapmış(3) Nişanyan'a had bildirme amaçlı ideolojik bir duygusallık.(4) Tabi bilmeden bu kadar emin konuşmayalım, belki bambaşka bir düşünce var kafasında.

Jimi The Kewl'un Oktay Sinanoğlu'nu savunma güdüsüyle harekete geçip, bu taktiği kullanarak Sevan'ı ve Oktay'ı okuyucu gözünde birbirine rakip iki ayrı cephe olarak kurguladığı(5), Nişanyan cephesinin karizmasını başka bir konu üzerinden eleştirerek çizmeye çalıştığı ve bu yolla Sinanoğlu'na -ki bence popülarite anlamında hiç ihtiyacı yokken- puan kazandırmaya çalıştığı kendi ifadelerinden anlaşılıyor.

Konunun özüne dair düşüncelerim bu şekilde. Şunu da belirtmek isterim ki Jimi The Kewl'u da Sevan Nişanyan'ı da tanımam, etmem. İkisinin de keyifli yazıları var, okurum. Ancak bu konuda Jimi The Kewl'un samimi bir yaklaşım sergilemediği izlenimini aldım ve bu yaklaşımı beni rahatsız etti. Yukarıdaki paragrafta açıkladım bu izlenimin dayanaklarını.

Ama yiğidi öldür hakkını yeme. Jimi The Kewl'un Sinanoğlu meselesi haricinde giriştiği eleştirilerin son derece sağlam olduğu da açık. Ki, bunun bir işareti de Sevan Nişanyan'ın cevap yazısında bu eleştiriyi uzun uzun cevaplamayıp konu ile ilgili kullandığı kaynaklarını göstermesi. Bunun sebebi de pekâla "köşesinde yeterli yer olmaması, uzun uzadıya tartışmaya girmek istememesi ya da kısmen veya tamamen eleştiriyi kabul etmesi olabilir".

Fransız akademisinin veya diğer otoritelerin universel kelimesinin köküne ve hangi tarihte hangi şekilde kullanıldığına dair fikirlerinin birbirinden farklı olması da Nişanyan ve Jimi The Kewl'un(= bu nedir böyle, bunların gerçek isimleri nedir?) yaklaşımlarındaki farklılıkları anlaşılır kılabilir. Tartışmanın en şiddetli kısmında, yani "Universitas" kelimesinin "evren, the universe" anlamı da taşıyıp taşımadığıyla ilgili olan kısımda ise gerek Nişanyan'ın iddiasına kaynak gösterdiği eser(6), gerekse Jimi The Kewl'un eleştirisinde kullandığı eserler(7) gayet mâkul görünüyor.

Ancak bu durum yine de evrenkent önerisinin ikbâlini arttırmıyor. Ve netice itibariyle meselenin evrenkent eleştirisinden kaynaklandığını ve bu konuda Nişanyan'ın sözlerinin hâlen çürütülemediği için geçerli olduğunu hatırladığımız zaman, bu tartışmada Sevan Nişanyan'ı galip ilan etmekte bir sakınca görmediğimi söylemek isterim.

DİPNOTLAR:

(1) "eğer sina hoca'nın ve lewis'in sözlüğüne inanmıyorsanız, aynı şekilde oxford latin dictionary'deki "universitas" maddesine bakın. eseri bulup bulamayacağınızı bilmiyorum, ama en azından araştırmayacağınızı biliyorum; o yüzden ilgili kısmı kestim flickre attım, buyrun: ...", jimi the kewl, http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?id=15560683.

(2) "şimdi gelin beraber bu sıfatın köküne inelim, böylece benim yazıma bakarak da "cahilliğin bu kadarı ancak okumakla olur" diyen çıkmasın; hiçbir açık nokta bırakmayalım.", jimi the kewl, aynı link.

(3) Küçük bir örnek olarak: Atatürk tarafından üretilen "evrensel" kelimesinin fransızca karşılığı olan "universel"e benzemesinin tesadüf olduğundan bahsettiği yazı. "1932 veya 33’te Fransızca universel sıfatına karşılık Çankaya’da icat edilen evrensel sözcüğünde kullanılmış. Fransızca kelimeyle benzerliği tesadüftür desek belki anlaşılır, belki rakı da yardım etmiştir. Ondan sonra Öztürkçülere gün doğmuş, tecimsel, kamusal, ulusal, arsıulusal, tinsel, cinsel, siyasal, yazınsal, dirimsel, özdeksel, artık Allah ne verdiyse dayamışlar.", Sevan Nişanyan, http://www.taraf.com.tr/makale/4083.htm.

(4)"... "bologna’da ders okutan hocalar bir araya gelip haklarını daha iyi korumak ve kim ders verebilir kim veremez meselesini kurala bağlamak için bir universitas kurmuşlar. bir de resmî berat almışlar ki, eşrafı, derebeysi, kilisesi, paşası, eşkiyası şusu busu işlerine karışmasın, kendi koydukları kurallar çerçevesinde serbestçe ders verebilsinler." (y.n. Sevan Nişanyan, http://www.taraf.com.tr/makale/4072.htm.)

burada s. nişanyan'ın kalemi giderek sertleşmiş; fanatikleri, holiganları kusura bakmasın ama benim entirim de sertleşebilir bu yüzden.", Jimi The Kewl, aynı link.

(5) "peki neden bu meseleyi "evrenkent" veyahut "oktay sinanoğlu" başlıklarında değil de bizzat burada işliyorum?, ... , işte bu başlığa her bakan okuyucu da sevan nişanyan'ın aydınlığının ya da tam olarak dile getireyim, sevan nişanyan'ın rakibini yok etmeye yönelik çekilmiş kaleminin kalitesini, kalibresini anlayabilsin.", Jimi The Kewl, aynı link.

(6) "dr. sina kabaağaç'ın erdal alova ile birlikte hazırlamış olduğu sözlüğe bakarsak s. nişanyan'ın "universitas başka, evrenle alakası yok" ifadesinin ne kadar hatalı olduğunu görürüz: http://farm4.static.flickr.com/...83_ed70cac2a1_o.jpg görüldüğü gibi "universitas" teriminin "evren" manası da vardır! peki s. nişanyan ne diyordu? "universitas başka, evrenle alakası yok..." alakası var mıymış?

sina hoca'nın sözlüğüne güvenmeyecek birileri olabilir tekrar charlton t. lewis'in sözlüğüne "universitas" maddesine bakıyoruz ve "universitas"ın "evren"le bir alakasının olup olmadığını inceliyoruz. lewis ilk mana olarak " the whole" demiş; daha sonra da "the whole number of things, the whole world, the universe" demiş. peki s. nişanyan'ın ve fanatiklerinin iyi anlayabilmesi için tekrar soralım: "universitas" teriminin "evren"le bir alakası var mıymış? lewis'in aynı maddede aktardığına göre "universitas"ın bu manada kullanımı oldukça eski, bkz:

universitatis corpus, cicero, univ. 5; so id. ib. 12: volubilis, plinius, 2, 5, 4, § 11: ambitus terrae totius ad magnitudinem universitatis instar obtuet puncti, ammianus, 15, 1, 4.

eğer sina hoca'nın ve lewis'in sözlüğüne inanmıyorsanız, aynı şekilde oxford latin dictionary'deki "universitas" maddesine bakın. eseri bulup bulamayacağınızı bilmiyorum, ama en azından araştırmayacağınızı biliyorum; o yüzden ilgili kısmı kestim flickre attım, buyrun:
http://farm4.static.flickr.com/..._9d23729a98.jpg?v=0", Jimi The Kewl, aynı link.

3 comments:

Yongarcı said...

Evrenkent sözcüğü ''evrensel bilgilerin üretildiği yayıldığı kentçik'' anlamında düşünülmüştür, birebir çeviri değildir ve univesitas sözcüğüyle aşağıdan yukarıdan ilişkisi yoktur, peki bu adamların gereksiz tartışmasının sebebi nedir?

Emre R said...

ben medyada enteresan şekilde entelektüel bir tartışma olduğu için inceledim durumu.

evrenkent'in üretilmesinde üniversite kelimesinin çevirisi düşünüldüyse yanlış bir çeviri.

ama sizin dediğiniz gibiyse bile en azından güzel bir tartışma okuduk.

Yongarcı said...

Yapılan tartışmaya göre de üniversite çevirisi olarak olmadığı gözüküyor, sözcükler türetilirken birebir çevirisi olucak diye bir kaide yok, türetilen sözcüğün verildiği anlamı karşılaması yeterlidir.